İŞ KAZASI

İş kazası

İş Kazası Nedir?

İş kazası, işçinin işi ile ilgili bulunduğu faaliyetler sırasında işçnin bedenen veya ruhen zarar görmesidir. Kazanın, iş kazası olarak kabul edilebilmesi için kazanın işyerinde geçmesi şart değildir. İşçinin işe gelirken veya iş için işyeri dışında bulunduğu sırada meydana gelebilecek kazalar da iş kazası olarak kabul edilir.

İş Kazası Davasında Sorumluluk

İş kazası davasında kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunanlar kusurları oranında dava sonucundaki tazminattan sorumludurlar. Kazanın meydana gelmesinde işçinin hiçbir kusuru olmadığında ve işveren üzerinde olan tüm sorumluluklarını yerine getirdiğinde kaçınılmazlık ilkesi geçerli olacaktır. Kaçınılmazlık, olayın meydana geldiği tarihte geçerli bilimsel ve teknik kurallar gereğince alınacak tüm önlemlere rağmen, iş kazası veya meslek hastalığının meydana gelmesi durumudur. Bu durumda mahkeme TBK 51. maddesine göre nimet ve külfet dengesini gözeterek işveren 60 kusurlu sayılarak tazminat hesaplanacaktır.

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN SAĞLANMASI HUSUSUNDA İŞVERENE VE İŞÇİYE DÜŞEN YÜKÜMLÜLÜKLER NELERDİR?

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda tanımlı işverenin çalışanı gözetme borcu kapsamına, işverenin işyerinde iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin tüm önlemleri alma borcunu da dahil eden bir düzenleme yapılmıştır. Bu kapsamda işverenler yapılan işi güvenli hale getirebilmek için her türlü önlemi almalı, araç ve gereçleri eksiksiz olarak bulundurmalı, çalışanlar da iş sağlığı ve güvenliği konusundaki tüm önlemlere uymalıdırlar.

Bu alanda bir diğer yasal düzenleme olan 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması hususunda işveren ve işçiye yüklenen yükümlülükleri ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. İlgili Kanunun İkinci Bölümünde yer alan işverenin genel yükümlülüğü Madde 4’te düzenlenmiştir. Aynı Kanunun 19. Maddesinde de işle ilgili sağlık ve güvenliğin sağlanması hususunda işçiye düşen yükümlülükler düzenlenmiştir.

KAZA GEÇİRDİM NE YAPMALIYIM ?

Bir iş kazası meydana gelmesi halinde kazayı o yer kolluk kuvvetlerine (polise veya jandarmaya) hemen bildirilmek gereklidir. İşveren Sosyal Sigortalar Kurumuna kazadan sonraki üç iş günü içinde iş kazası bildirimini yapmalıdır. İş kazası bildirimi süresi içerisinde yapılmaz ise işveren idari para cezası ile karşılaşacaktır.

Kaza sonucunda yaralanma veya ölüm meydana gelmişse Cumhuriyet Başsavcılığı ve kolluk tarafından soruşturma başlatılarak ilgililer hakkında taksir ile adam yaralama veya taksirle adam öldürme suçundan ceza davası açılabilir.

İş kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebi ile alacak davası da açılabilir. Çalışanın ölümü halinde tazminat çalışanın mirasçıları tarafından talep edilebilir.

Her ne kadar açılacak ceza davasında kusur yönünden ve zararın miktarı yönünden tespitler hukuk mahkemelerinde açılan tazminat davasını etkilemeyecek olsa da ceza davasında verilecek mahkumiyet kararındaki, fiilin hukuka aykırılığını ve illiyet bağını saptayan maddi olaya dair kabul, hukuk hakimini de bağlayacaktır.

TAZMİNAT DAVASI AÇMADAN ÖNCE YAPILMASI GEREKENLER

Tazminat davası açılmadan önce eğer iş kazası bildirimi yapılmamış ise kaza geçiren çalışanın bağlı bulunduğu SGK Kısa Vadeli Sigortalılar Servisine başvurarak iş kazası bildirimi yapılmalıdır. SGK yapılan bildirim ardından söz konusu olayın iş kazası olup olmadığını değerlendirecek, eğer olay iş kazası kapsamında değerlendirilirse işçinin iş göremezlik veya meslekte kazanma gücü kaybının %10’un altında veya üstünde olup olmadığı değerlendirilecektir. Kaza sonucunda sürekli maluliyet oluşmuş ise çalışan SGK Kısa Vadeli Sigortalılar Servisine başvurarak çalışma gücü kaybının tespitini talep etmelidir. Tespit sonucu %10’un üzerinde bir çalışma gücü kaybı çıkar ise SGK tarafından emeklilik dönemini de kapsayan belli bir aylık ücret çalışana ödeyecektir. İşçi bu durumda kazandığı ücretin yanında SGK’dan maluliyeti oranında bir ücret daha alacaktır.

Meydana gelen olay SGK tarafından iş kazası olarak değerlendirilmediği durumda, SGK ve işverene karşı iş kazası tespit davası açılmalıdır.

TAZMİNAT DAVASI

Türk Borçlar Kanunu uyarınca işveren gözetme borcuna aykırı davranışı sonucu iş kazası meydana gelmesi halinde çalışan kaza nedeniyle uğramış olduğu bedensel zararları tazmin edebilecektir. Çalışanın iş kazası neticesinde bedensel zarara uğramış olması halinde tedavi giderleri, bedensel zarar nedeniyle çalışamadığı sürelerdeki kazanç kaybı, çalışma gücü çalışamadığı dönemler dışında da azalmışsa veya tamamen çalışma gücü yitirilmiş ise bu nedenle ortaya çıkan zararlar, kazanç kayıpları maddi tazminat davası yolu ile talep edebilirler.

Kaza anında ve sonrası tedavi sürecince çekilen elem ve acının karşılığı olarak manevi tazminat talep edilebilir. Manevi tazminata hükmolunurken tarafların mali durumları, meydana gelen manevi zararın büyüklüğü, somut olayın özellikleri dikkate alınmaktadır. Ancak her halükarda manevi tazminat zenginleşme aracı olarak kullanılamayacağından; tazminat alacaklısını zenginleştirmeyecek, tazminat sorumlusunu da fakirleştirmeyecek bir miktara hükmolunmaktadır.

İş kazası neticesinde ölüm gerçekleşmişse; ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar, cenaze giderleri, ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları zararlardır. Ölenin desteğinden yoksun kalanların sosyal hayatın olağan akışı içerisinde ölenin desteğine tabi olan eş, anne, baba, çocuklar gibi kişiler olması halinde ölenin desteğine tabi olduklarını ispatlamasına gerek yoktur. Ancak davalı taraf ölenin bu şahıslardan birine destek olmadığını ispatlayarak bu karineyi çürütebilmektedir.

Karine dışında kalan üçüncü kişiler ise ancak ölenin maddi desteğini aldıklarını ispatladıkları takdirde destekten yoksun kalma tazminatına hak kazanabilirler. Örneğin ölenin yaşarken düzenli olarak maddi destek verdiği erkek kardeşi, burs verdiği bir öğrenci gibi.

İş kazasından kaynaklı tazminat davalarında sonuç üzerinde etkili olan yargılama sürecinde alınan maluliyete ve kusura ilişkin raporlar ve hesap raporları olmaktadır. Bu sebeple maluliyet oranının , kusur oranının doğru tespit edilip edilmediği, tespit edilen kusur ve maluliyet oranlarına uygun olarak bir hesaplama yapılıp yapılmadığı konusunda bu davalar büyük önem taşımaktadır. Bu bakımdan hak kayıplarının önüne geçilerek, mağduriyet yaşanmaması adına iş kazasından kaynaklı tazminat davalarının uzman yardımı ile takibinin yapılması büyük önem arz etmektedir

Av. Ahmet Ayhan ÖZTÜRK

İLETİŞİM İÇİN MESAJ BIRAKTIĞINIZDA SİZİNLE EN KISA SÜREDE İLETİŞİM SAĞLANACAKTIR.

Bir Cevap Yazın