Yıkım kararı farklı mevzuatlara dayalı olarak alınabilmektedir . Bu yazımızda hukukumuzda imar alanında en güncel olan ve uygulamada en sık karşılaşılan düzenlemeye değineceğiz. 6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunu uyarınca alınan yıkım kararlarını değerlendireceğiz.
6306 Kanun uyarınca malikler ya da idare tarafından yaptırılan riskli yapı tespiti yaptırılmaktadır. Riskli yapı tespitine karşı malikler tarafından herhangi bir itiraz yapılmazsa karar kesinleşir. Malikler riskli yapı tespitine karşı 2/3 çoğunluk ile karar alabilir. Ancak karar alınmazsa idare yıkım kararı alarak maliklerden yapının yıktırılmasını ister. İdare tarafından yapının yıktırılması maliklere tebligat yapılarak bildirilir. Bu bildirim usul açısından ispat açısından yazılı olarak yapılmaktadır. Malikler yıkım kararını yapıyı kiracı olarak kullanan veya sınırlı ayni hak sahibi kullananlara da bildirmelidir. İdare tarafından maliklere 60 günden az olmamak üzere yıkım için süre verilir. Malikler tarafından bu yıkım kararına karşı iptal davası açılabilmektedir. Her bir malik tek başına yıkım kararına karşı dava açma hakkına sahiptir.
YIKIM KARARINA KARŞI İPTAL DAVASI AÇMA SÜRESİ NEDİR ?
Malikler yapılan, yıkım kararının bildirimi ile yıkım kararına karşı iptal davası açma süresi başlamış bulunmaktadır. Tebligat tarihi olarak tebligatın postaya verildiği değil, Tebligat Kanunu kapsamında tebellüğ edildiği tarih esas alınmaktadır. 6306 Sayılı kanundan kaynaklı yıkım kararına karşı İYUK uyarınca 30 gün içinde iptal davası açılabilmektedir.
YIKIM KARARINA KARŞI KİRACILAR DA İPTAL DAVASI AÇABİLİR Mİ ?
Yıkım kararına karşı sadece mülkiyet hakkına sahip kişiler dava açabilmektedir. Gerçek ve tüzel kişiler veyahut onların kanuni temsilcileri tarafından iptal davası açılabilmektedir. Kiracı, sınırlı ayni hak sahibi, ipotek hakkı sahibi gibi kişiler mülkiyet hakkına sahip değildir. Bu nedeniyle davacı sıfatına da sahip olmaları mümkün olmamaktadır. Bu kişiler tarafından dava açılması durumunda ehliyet bakımından davanın reddine karar verilmektedir.
YIKIM KARARINA KARŞI İPTAL DAVASINDA YETKİLİ VE GÖREVLİ MAHKEME
6306 Sayılı Kanun uyarınca yıkım kararına karşı iptal davası İYUK hükümlerine tabidir. İYUK madde 34’te de taşınmaz mallara ilişkin davalarda yetki düzenlenmiştir. İlgili kanun maddesi uyarınca imar, kamulaştırma, yıkım, işgal, tahsis, ruhsat ve iskan gibi taşınmaz mallarla ilgili mevzuatın uygulanmasında veya bunlara bağlı her türlü haklara veya kamu mallarına ilişkin idari davalarda yetkili mahkeme taşınmaz malların bulunduğu yer idare mahkemesidir.
YIKIM KARARINA KARŞI DAVA AÇARSAM YIKIM İŞLEMLERİ DURUR MU ?
6306 sayılı Kanunu uyarınca 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu kapsamında iptal davası açılabilecektir. Ancak yıkım kararına karşı iptal davası açılması yıkım kararının icrasını durdurmak için yeterli olmamaktadır. Yargılama devam ederken yıkım işlemleri gerçekleştirilebilmektedir. İdare Mahkemelerinde yıkım kararının iptali için açılan davalarda yürütmenin durdurulması da talep edilmesi şarttır. Aksi takdirde karar alınana dek yıkım kararının icra edilmesi söz konusu olacaktır. Yürütmenin durdurulması kararı verilmesi için kanunun aradığı belirli şartlar mevcuttur. Bunlar işlemin uygulanması halinde telafisi güç ve imkansız zararların doğması, işlemin açıkça hukuka aykırı olmasıdır. Mahkemece bu iki şartın varlığı tespit edilirse davalı idarenin savunması alınmaksızın yürütmenin durdurulması kararı verebilmektedir.
YIKIM KARARINA KARŞI İPTAL DAVASINDA DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER
Yıkım kararına karşı iptal davalarında mahkeme; yetki , şekil, sebep , konu ve maksat yönlerinden hukuka aykırılık durumlarını değerlendirir. İptal davalarında amaç yıkımın zorunlu olmadığını ve yerinde olmadığını ispattır. Yıkım kararının yerinde olmadığı veya zorunlu olmadığı ispat her olayda farklı şekilde öne sürülebilecektir. Bu nedenle somut vakanın iyice irdelenmesi gerekmektedir. Bu nedenle gayrimenkul alanında uzman bir avukattan hukuki danışmanlık hizmeti alınması önem arz etmektedir.
AV. ECE SEZGEN